Onlu yaşlarımda makina Profesörü babam İ.Hakkı Öz’ün İTÜ makine fakültesi için kendi idealist girişimi ile yapılaştırdığı araştırma merkezi ZİMMAM’da (Ziraat Makinaları Araştırma Merkezi) tarım makinalarına motor parçaları üretilirken, ben de sık sık bu merkezde babamla birlikte zaman geçirir bu parçaların çizim, tasarım ve üretim süreçlerini izlerdim. Zamanla üretim süreçlerinden ustaların cesaretlendirmesi ile ölçüm ve torna aşamalarını bizzat denedim. Tornaya bir ucundan giren paslanmaz çelik çubuğun vidaya dönüşme etaplarını deneyimlerken duyduğum mutluluk ve heyecanı hatırlıyorum. Bugün herhangi bir tezgâhta herhangi bir üretimi izlemek de bana aynı heyecanı veriyor. Arka planındaki bilgi birikimine derin bir saygı duyuyorum. Buna hamur şekillendiren eller dahil. Parçalar üç boyutlu hale nasıl dönüştürülüyor, hangi tekniklerle üretiliyor, torna tezgahı neye benziyor, ya da kaynak nasıl yapılıyor, metal levha giyotinle nasıl kesiliyor, hangi fiziksel özelliği ile nasıl o kalın levhayı o şekle dönüştürülüyor bunları gözlemem ve elle üretimin keyfini hissedişim böyle zamanla gelişti.

Bir makina ya da (takı parçasının) önce tasarlanması, malzeme seçimi ve tasarıma göre bilgi, sabır ve itina ile üretilmesi, kalıp gibi arabirimler, dahası ekip çalışmasının önemini o gün hissetmişim bugün de benim için çok değerli. Her birinin aynı bütüne hizmet edişi, ürün ortaya çıktıkça yaşanan ortak gururu tasarım ustasız elle üretimin mümkün olamayacağı gibi hayat bilgileri ile donanmış olduğumu bugün görüyorum.

Fazla uçuk olmaktansa hikayesi olan, çizgisiyle yıllar içinde kendine yer açan tükenmektense olgunlaşan tasarımları yapmayı seviyorum. Bunun yolu, çizgilerimi evrensel değerlerle bütünleştirmekten geçiyor. Çalışmalarım müşterilerimin kişilik ve doğalarıyla dahası düşünce biçimleri ile bağ kurmalı onlara sunduğum ürünlerle kendilerini tamamlanmış hissetmeliler.

Tasarımlarımın çoğunda, çeşitli coğrafyalarda izlemeye çalıştığım 1000 yılı aşkın süredir dünya yüzeyini süsleyen, farklı kültürleri etkilemiş ve yayılmış bir düzen olan Selçuklu geometrik düzeninin yorumundan oluşuyor.

Selçuklu yapılarının bezemelerinde, evrensel yaşam düzenini sembollerle ileriye taşıyan aktaran bir dil var. Yaşamın temel değerleri ve günümüz ihtiyaçları arasında köprü olabileceğim tasarımlar üzerine yoğunlaşıyorum.

Esnaf, Türk kültürünün görünen yüzünden birkaç kat daha derine inilmesine yardımcı oluyor. El işçiliğine olan saygım ve el işçiliğinin önemine olan bağlılığım çok güçlü… Yeni nesil tekniklerin bu geleneklerle birleşmesi beni heyecanlandırıyor. Gümüşçülük mesleği ve yılların verdiği tecrübe ve bilgi birikiminin kaybolmaması, genç tasarımcıların ve üreticilerin bu teknikleri unutmadan gelecek nesillere taşıması bence iyi olur . Yaptığım takılarla buna vesile olabilseydim, küçük bir görevi yerine getirmiş olurdum.