SADELİK

Anadolu Selçuklu dönemi medrese ve camileri hem kütlelerinin hem de iç mekân düzenlerinin sadeliği ile etkiler beni. Bu sadelik dönemin yapım tekniklerinden kaynaklanıyor olsa da bir çeşit tevazuu görüntüsü bana göre.

İŞLEVSELLİK

Gördüğüm kadarı ile Selçuklu devletleri, güçlerini daha farklı yollarla hissettirmeyi başarmışlardı.

İnşaa edip dönemin sosyal hayatına medreseler ibadethaneler ve şifahaneler düzeni ile zanaat, sağlık, insanlık ve bilgi aktarmak ve çağlar süren etkileşimi başlatmak bunlardan biri mesela. Yapıların fonksiyonlarından izleniyor bu gerçek.  İşlevleri ile toplumunu zenginleştirici geliştirici imkanlar sağlıyorlar.

GİZLİ DETAYLAR

Yapılar uzaktan bakıldığında, sade düz hatta kaba denebilir nitelikte. Yaklaştıkça, yavaş yavaş diğerlerinden ayrılan detayları görüp her detayda başka bir alem gizlendiğini anlıyor insan.  El oyması taş işçiliğini hayranlıkla izlemenin ötesinde anlattıkları mistik hikayeleri okumak anlamlandırmak için saatler günler geçirilebilir. Taş oymacılığındaki becerileri, bezeme sanatına olan hakimiyetleri, çinicilikteki bilgileri ile dönemlerini tarihte ayrıcalıklı bir yere yerleştirmişler. Bu ifade biçimini kendilerine ait bir geleneğe dönüştürmüşler. Bu yalın yapıların özellikle kapısında içeriye neredeyse farklı bir dünyaya geçilecek olduğunun haberini vermişler.

GÖKLERE UZANAN SANAT

Sanatsal yoğunluğun yaşatıldığı bir diğer yapı unsuru da minareler olmuş. Kaidesinden başlayıp yukarıya yönelip gözleri göklere alıştırmışlar. Sembolik anlamlar ile bezenmiş yapının bu özel alanları.

Bezemelerin içindeki figürleri anlamlandırmaya çalışırken orada girift bir dünya yarattıklarını hissederim.  Bu geometride fraktal düzenden kimyaya hücre yapısından alemlere pek çok bilgi saklanır adeta… En basit merakı insanın, kimya bilgisi olmadan 700 yıllık çiniler ilk günkü gibi parlak ve sağlam nasıl kalabilirdi? Sadece bu sorunun cevabı -dahi bir işaret. Hatta günümüz kimya profesörlerinin desenlerle örtüştürdükleri, silisyum dioksitin (çininin hammaddesi) mikroskop altındaki görüntüsü ile birebir aynı olduğunu öğrendiğimde merakımın boşa olmadığını anladım.

Hayalimin uç noktasında desenleri çizen sanatçılarla birlikte düşüncelerini öğrenmek istemişimdir. Ne biliyorlardı – ne anlattılar?

E-Bültenimize üye olun

Mesajın için teşekkürler. Gönderildi.
Mesajınızı göndermeye çalışırken bir hata oluştu. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.